Belli oldu..
Bu sezon, bu takım bize 9 doğurtturacak.
Anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan gelecek.
Arkamıza yaslanıp, keyifle bir maç izleyemeyeceğiz.
Ama Perşembe'nin gelişi 3 Çarşamba'dır belliydi. Ne Alanyaspor, ne Erzurumspor ne de Ankaragücü maçlarında dişe dokunur oynamadık.
Belki bir çok okurum bana katılmayacak ama ben Kasımpaşa maçında da Kayserispor'un oynadığı futboldan çok keyif almadım. Elbette kazandığı için memnun oldum, galibiyeti getiren oyunu oynadığı için kabul ettim ama; maalesef benim için bu takım taaa Fenerbahçe maçından beri kötü oynuyor.
Kimi zaman eksik, kimi zaman vasat kadrosuna rağmen Yeni Malatyaspor ve Başakşehir maçlarında sergilenen futbol 9 yeni transferin gelmesinin ardından daha da güçlenilmesine rağmen sergilenemez oldu.
4 Maçta 3 puan alan bir takım edasıyla kendini dev aynasında göre göre gittiği Sivas'ta 3 haftadır kazanamamayı ''kaybetmeme'' olarak görmenin bedelini ödedi.
Hemde BAY geçeceği haftanın hemen öncesinde..
Herkesin oynayacağı ve puan farkını düşürme şansını yaklayacağı, bizleri psikolojik sınırın içerisine dahil edeceği bir haftaya girmekle karşı karşıya kaldık.
Oyuncudan mıdır, Petrescu'dan mıdır ? Bilemem..
Ama Kayserispor'da doku uyuşmazlığı olduğu gerçek.
Gelecek yıl için yeniden bir yapılanma içerisine girileceği de bir aşikar..
Ama bu yıl bize bahardan çok yağmur var, soğuk var, dert var, tasa var..
Elbette bu takım küme de kalır. Ama kendi başarısından daha çok rakiplerinin başarısızlığından kalır.
Tüm takımların birbirlerine altın tepsi de sunduğu fırsatlardan ötürü kalır. Nitekim bu fırsatları en çok değerlendiren Kayserispor olduğu için kalır.