İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncu Dario Fo hayatı araştırılıyor. Peki Dario Fo kimdir? Dario Fo aslen nerelidir? Dario Fo ne zaman, nerede doğdu? Dario Fo hayatta mı? İşte Dario Fo hayatı… Dario Fo yaşıyor mu? Dario Fo ne zaman, nerede öldü?
İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncu Dario Fo edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Dario Fo hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Dario Fo hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Dario Fo hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları…
Doğum Tarihi: 24 Mart 1926
Doğum Yeri: Sangiano, İtalya
Ölüm Tarihi: 13 Ekim 2016
Ölüm Yeri: Sacco Hospital, Milano, İtalya
Dario Fo kimdir?
Dario Fo İtalyan oyun yazarı, tiyatro yönetmeni ve oyuncu. 1997 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır.
Oyunlarındaki temalar güncel sorunlara dayandığı için tiyatro karikatürcüsü, toplumsal ajitatör ve radikal palyaço olarak da nitelendirilen Fo, kariyerine küçük kabare ve tiyatrolar için yergili revüler yazan bir metin yazarına yardım ederek başlamıştır. Oyuncu Franca Rame ile evlendikten sonra, 1959’da Rame ile birlikte Dario Fo – France Rame Topluluğu’nu kurmuştur. İkili “Canzonissima” adlı televizyon programında sundukları komik skeçlerle kısa sürede tanınmış, zamanla siyasal bir ajit-prop tiyatrosu geliştirmişlerdir. İkilinin oyunları temelde “Commedia dell’Arte” geleneğine dayanmaktadır ve tarzları Fo’nun deyişiyle “resmi olmayan solculuk”la kaynaşmıştı. İkili daha sonra, 1968’de İtalyan Komünist Partisi’yle bağları olan Yeni Sahne adlı bir başka topluluk kurmuştur. 1970’te ise Halk Tiyatrosu Topluluğu ile fabrika, park, spor alanı gibi halkın toplu olarak bulunduğu yerleri dolaşmaya başlamışlardır. Morte Accidentale di un Anarchico (1974; Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü, 1990) ve Non si paga, non si paga! (1974; Ödemiyoruz, Ödeyemeyeceğiz!) gibi oyunları çok tutulmuştur.
Bir oyuncu olarak Fo en çok, tek başına bir yetenek gösterisi yaptığı Mistero Buffo’daki (1973) rolüyle tanınmıştır. Her izleyici topluluğu önünde değişecek kadar güncelliğe dayanan bu yapıt, ortaçağ gizem oyunlarının çağdaş bir uyarlaması olarak değerlendirilmektedir.
Oyunları:
Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü (Morte Accidentale di un Anarchico- 1970)
Klaksonlar, Borazanlar ve Bırtlar
Kadın Oyunları(Female Parts- 1981)
Elizabeth, Neredeyse Kadın
Ödenmeyecek, Ödemiyoruz (Non si Paga! Non si Paga! – 1974)
Japon Kuklası
Açık Aile
Ödülleri:
1981 Sonning Ödülü
1986 Obie Ödülü
1997 Nobel Edebiyat Ödülü
1997 İtalya Kültür ve Sanat Altın Madalyası (Devlet madalyası)
Dario Fo Kitapları – Eserleri
- Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
- Kadın Oyunları
- Ödenmeyecek! Ödemiyoruz
- Seks? Eh, hayır Demem
- Klakson Borazanlar ve Bırtlar
- Kadın Oyunları 2
- Kadınlardan Konuşalım
- Neredeyse Kadın: Elizabeth
- Johan Padan Amerika’yı Keşfediyor
- Sıradan Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi
- Amerika’nın Yasak Hikayesi
- Marino Serbest! Marino Masum!
- Yüzsüz
- Oyuncunun Yeni Temel El Kitabı
- Sıradan Bir Gün ve Diğer Oniki Komedi
- Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü
Dario Fo Alıntıları – Sözleri
- Ve eğer sevmeyi, aşık olmayı, cinselliği anlayıp yaşayamıyorsak; dünyayı değiştirmek için kollarımızı sıvarken bir yanımızın eksikliğini hep duyacağımızı ve bunu miras olarak yarınlara taşıyacağımızı hatırlatıyor. (Seks? Eh, hayır Demem)
- “Artık bana bir kelime… bir mektup bile lütfetmeyen bu tatlı görgüsüz için geberiyorum ben… ve sesi hep beynimde… ve gözleri gözlerimin içinde… aşkından ölüyorum… onu seviyorum…” (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- “Bağımlıktan kurtulabilirsin… Zor ama bunu başarabilirsin… İşin güç yanı çöküntüden çıkmak…” (Kadınlardan Konuşalım)
- “-Ama anne lütfen! Ben âşık oldum!
+İşte sorun! Bizi saran tutku adına, hiç kimseyi,hiçbir şeyi görmüyor gözümüz!” (Kadınlardan Konuşalım) - Benim vasiyetim. Okuyorum: “Sevgili dostlarım, hükümet adamları, ölümümle hepiniz kovuldunuz! Cenazemde kimseyi istemiyorum, hiçbir devlet, hükümet temsilcisini, ailemden hiç kimseyi, özellikle de biraz aptal olan erkek kardeşimi, istemiyorum. Yakılmak istiyorum. Küllerim helikoptere konulsun, Torino semalarından, tüm fabrikalarımın üstüne serpilsin… Böylece işçiler külleri içlerine çekerek zehirlensin ve beni hatırlasınlar. Kalplerinde değil de..
ciğerlerinde yatacağım. Ebediyen”. (Klakson Borazanlar ve Bırtlar) - “Sevişmeye başladığımızda, zevk almazsak ne yaparız?..Herkes susuyor mu? Peki, ben söyleyeyim. Numara yaparız!” (Seks? Eh, hayır Demem)
- Calusalar suların akış yönlerini düzenlemeyi biliyorlardı ve önceden söylediğimiz gibi hem balık avlamak hem de yetiştirmek için kanallar açmayı öğrenmişlerdi. Köyleri çevreleyen bu kanallar aynı zamanda, dışarıdan gelebilecek saldırılar için de bir bariyer işlevi görüyordu. Komşuları gibi onlar da dut ağacı gövdesinin iç kısmı kullanılarak ve bazen de tabaklama yapılarak hazırlanmış, deriden ve kenevirden elbiseler giyiyorlardı. Savaşa giden askerler ise pamuğun çok sıkı bir şekilde örülmesiyle yapılmış zırhlar kullanıyorlardı. Toplumsal organizasyonları oldukça karmaşıktı ve Güney Florida’da bulunan tüm kabilelerin oluşturduğu konfederasyonun başındaydılar. Deniz ticaretleri ise Karayipler’den bugünün Birleşik Devletler’inin kuzey kısımlarına kadar yayılmıştı.
Hem Calusalar hem de onların daha ataerkil komşuları Apalaçiler [Apalachee], toprak ve taş tümülüslerin tepesine kurulan evlerden oluşan köy yapılarını beraber kullanıyorlardı.
Bu tip yapılanmalar üç farklı ihtiyaca cevap veriyordu. Öncelikle alüvyon dönemlerinde, insanları ve yiyecekleri koruyorlardı. İkinci olarak, tümülüsün tam ortasına kazılmış bir kuyu sayesinde, alüvyon süresi boyunca suyun filtre edilmesini sağlıyorlardı (Bu topraklar periyodik olarak alüvyona maruz kalıyor ve bataklığa dönüşü-yor ve eğer kuyular olmazsa içecek su bulmak imkansızlaşıyordu; alüvyon altında kalmış ovaların ortasındaki bu yapay tepeler, böyle zamanlarda içilebilir temiz su bulunmasına yarıyorlardı.) Son olarak da, dışarıdan gelecek saldırılara karşı koruyucu bir bariyer vazifesi görüyorlardı: eğer saldırganlar kanalları ve çitleri geçerierse, köy halkı tümülüslerin en yüksek tepesine gerileyip, taşlarla saldırabiliyor ve düşmanın üstüne sivriltilmiş uçları olan kütükler yuvarlayabiliyorlardı. (Amerika’nın Yasak Hikayesi) - “Gördün mü Marta, adaletin kefesi bir kasap çengeline asılı.” (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- “Büyük bir senarist olduğunu itiraf etmeli.Tam bir Tanrısal senaryo!” (Kadınlardan Konuşalım)
- “İş adamları üstüne para yağar… Biz zavallı kullara asla…” (Kadınlardan Konuşalım)
- Ben deliyim,dolandırıcı değil.. sözlerine dikkat et (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
- Babam benim tahsilim için hep kemerini sıkarak yaşadı… Sonunda elime ne geçti?
Hiçbirşey.. (Ödenmeyecek! Ödemiyoruz) - “Evde yalnızken radyoyu sonuna kadar açmazsam, kendimi asmak geçiyor içimden…” (Kadın Oyunları)
- “Hepiniz kafamızı duvara çarpacağımızı ön görmüş müydünüz?
Hepiniz mi?
Ne mutlu size! ” (Kadın Oyunları 2) - Pisliğin içinde yüzüyoruz, hatta onu içiriyorlar. Hiç kimse kalkıp da bunu bize limonlu çay diye yutturamaz. (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)
- “Panter ve kaplan öpüştüler, ağzı daha küçük olan başsız kaldı” (Neredeyse Kadın: Elizabeth)
- “Derin duyguların yokluğu büyük bir eksikliktir” (Seks? Eh, hayır Demem)
- ADAM: Evet, aptalca bir eğlence, bunun bomboş bir düzüşme kolleksiyonculuğu olduğunu kabul ediyorum… ama inan, seninle başka… (Kadına aşk dolu sokulur) sensiz yapamayacağım, tek kadın sensin!!… Dünyada sahip olduğum en tatlı kadınsın… sığınağımsın benim… sen tıpkı… annem gibisin…
ANTONIA: (Çığlık atarak) Annen! Biliyordum! Annen! Beni terfi ettirdin! Sağ ol canım! Karılar, devlet bakanlıklarındaki bürokratlar gibidir tıpkı. İşe yaramadıklarında terfi ettirilirler. (Kadın Oyunları 2) - “Hiçbiriniz, güven vermiyorsunuz. ” (Klakson Borazanlar ve Bırtlar)
- Başımız dik yürüyoruz çünkü boğazımıza kadar boka battık.. (Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü)