Dünkü Fed toplantı tutanakları, “birçok” üyenin fazla sıkılaşma riskine dikkat çekmesi dışında yeni bir bilgi içermezken, ABD borsaları günü ekside tamamladı. Yaşanan yükselişlerin ardından 200 günlük ortalamasına takılan S&P500 endeksindeki kayıp %0,7 oldu. Dolar’da ise önemli bir değişim yaşanmadı. Bu sabaha bakıldığında, ABD vadelilerinde ve MSCI Asya Pasifik endeksinde kısmi düşüşler gözleniyor. Diğer yandan, Avrupa vadelileri hafif alıcılı seyrediyor. Küresel piyasalardaki risk algısında net bir değişimin gözlenmediği ortamda, bankalar öncülüğünde güçlü bir yükseliş trendi yakalayan ve pozitif ayrışan BIST100 endeksinin ise güne alıcılı bir görüntüyle başlamasını bekliyoruz. Yakalanan momentum ile birlikte endeksin 3.000 psikolojik seviyesinin üzerine çıkabileceğini düşünüyoruz. Bu seviyenin üzerine çıkılması durumunda alım iştahına yönelik ek bir motivasyon doğabilir ve endeks söz konusu seviyeden hatırı sayılır bir şekilde uzaklaşabilir.
Fed’in 26-27 Temmuz tarihli FOMC toplantısına ilişkin tutanakları yayınlandı. Tutanaklarda, enflasyon baskılarının azaldığına dair çok az kanıt olduğu ve enflasyonda önemli ölçüde düşüş görülene kadar faiz artırımına devam edileceği belirtildi. Üyelerin, parasal sıkılaşmanın tam etkisinin henüz hissedilmediğini ve talepteki yavaşlamanın enflasyon baskılarını azaltmada önemli bir rol oynayacağını değerlendirdikleri gözlendi. Tutanaklarda tüm üyelerin temmuz ayı toplantısında 75 baz puanlık faiz artırımının uygun olduğuna yönelik görüş bildirdikleri görüldü. Ayrıca enflasyonun düşüşünün beklenenden daha uzun sürebileceği belirtilirken, gelecekteki faiz artırım hızının ve parasal sıkılaştırma sürecinin kapsamının verilere ve ekonomik görünüme bağlı olduğu vurgulandı. Bu kapsamda tutanaklar, eylül ayı toplantısında 50 veya 75 baz puanlık faiz artırımı konusunda net bir sinyal ortaya koymazken, faiz artırım hızını, enflasyon ve ekonomik görünümün yönlendireceğine işaret etti. Ayrıca üyelerin, para politikası duruşunun daha fazla sıkılaşmasıyla, kümülatif politika ayarlamalarının ekonomik faaliyetler ve enflasyon üzerindeki etkilerini değerlendirirken, faiz artışlarının hızını bir noktada yavaşlatmanın uygun olabileceğini değerlendirdikleri gözlendi. Bunun yanında birçok üye, Fed’in para politikasında gerekenden fazla sıkılaşması riskine dikkat çekti, ayrıca üyelerin, ekonomiye yönelik tahminlerinin belirgin şekilde daha zayıf olduğunu belirttikleri ve işsizlik oranının yılın ikinci yarısında artmaya başlamasını bekledikleri görüldü.
ABD’de temmuz ayı perakende satışların aylık bazda artış hızı, %0,8’den %0’a geriledi, beklentiler ise hafif artış (%0,1 artış) yönündeydi. Yakıt ve otomobil hariç perakende satışlar ise bir önceki aya benzer şekilde %0,7 artış sergileyerek olumlu seyrini sürdürdü ve iç talebe yönelik olumlu sinyal verdi. Bu kapsamda, yakıt ve otomobil hariç perakende satışlardaki olumlu görünüm, güçlü istihdam verileri gibi ekonominin güçlü seyrine ilişkin sinyal verdiğinden Fed’in eylül ayındaki toplantısında olası 75 baz puanlık faiz artışını destekleyebilecektir.
Bunun yanında, Euro Bölgesi’nde ikinci çeyreğe ilişkin revize GSYH büyüme verisi açıklandı. Buna göre, bölge ekonomisinin ikinci çeyrekte çeyreklik bazda büyümesi %0,7’den %0,6’ya aşağı yönlü revize edilirken, yıllık büyümesi de %4’den %3,9’a çekildi. Rusya ve Ukrayna savaşının devam eden etkilerinin yanında artan enflasyonist baskılar, hanehalkının satın alma gücünün gerilemesi, tüketici güveninin rekor düşük seviyelere gelmesi, Rusya kaynaklı enerji arz tedarikine yönelik artan endişeler ve ECB’nin faiz artırımlarına başlamasının da etkisiyle özellikle yılın ikinci yarısına yönelik resesyon endişeleri artmakta.
Yurt içinde ise, TCMB tarafından haziran ayına ilişkin kısa vadeli dış borç istatistikleri yayınlandı. Haziran ayında kısa vadeli dış borç stoku aylık 0,3 milyar USD artarken, yıllık ise 11,9 milyar USD artışla 134,8 milyar USD’ye yükseldi. Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verileri kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku ise, haziran ayında aylık 0,3 milyar USD artarken, yıllık ise 17,6 milyar USD artarak 182,5 milyar USD seviyesinde gerçekleşti.
Yurt dışında bugün veri takvimine bakıldığında,
ABD tarafında TSİ 15.30’da istihdam piyasası verilerinden, 13 Ağustos haftasına ilişkin yeni işsizlik maaşı başvuruları verisi takip edilecek. Son açıklanan haftalık yeni işsizlik maaşı başvuruları kasımdan bu yana en yüksek seviyelere yakın seyretmekte. Ancak son dönemde ABD’de bazı büyük şirketlerin işe alımları yavaşlatma planlarını açıklamalarıyla işsizlik maaş başvurularında kısmi artış gözlenmesine karşın düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmekte ve bu durum, işsizlik oranının, salgın öncesi dönemden bu yana en düşük seviyelerdeki seyri de dikkate alındığında istihdam piyasasının sıkı olduğuna işaret etmekte.
Ayrıca ABD’de TSİ 17’de konut piyasası verilerinden, temmuz ayına ilişkin ikinci el konut satışları verisi açıklanacak. Öncesinde açıklanan temmuz ayına ilişkin konut başlangıçları beklentilerin üzerinde gerilerken, gelecek döneme ilişkin konut talebinin bir göstergesi olan inşaat izinleri de aylık bazda gerileyerek konut sektöründeki zayıflamanın devam ettiğine işaret etmişti. Bu kapsamda temmuz ayında ikinci el konut satışlarının aylık %4,8 gerileyerek düşüşünü sürdürmesi bekleniyor.
Bunun yanında, TSİ 12.20’de Kansas City Fed Başkanı George’un ve TSİ 20.45’te Minneapolis Fed Başkanı Kashkari’nin konuşmaları takip edilecek. Fed üyelerinin gerçekleştireceği konuşmalar ABD ekonomisinin görünümüne ilişkin beklentiler ve Fed’in para politikasına yönelik olası yeni sinyaller bakımından yakından takip edilecektir. Öte yandan, TSİ 21.15’te ECB Yönetim Kurulu Üyesi Schnabel’in konuşması izlenecek.
Ayrıca Euro Bölgesi’nde TSİ 12’de temmuz ayı nihai TÜFE verisi açıklanacak. Euro Bölgesi’nde temmuz ayı öncü TÜFE, aylık %0,8’den %0,1’e yavaşlarken, yıllık bazda ise %8,6’dan %8,9 seviyesine yükselerek yeni bir rekor seviyeye ulaşmıştı. Aylık bazda TÜFE’de önemli orandaki yavaşlamada, artan küresel resesyon endişelerinin de etkisiyle enerji ürünleri fiyat artışının aylık %0,4’e yavaşlaması ve enerji hariç endüstriyel ürünlerin fiyatlarının ise aylık %2,2 oranında gerilemesi belirleyici olmuştu. Özellikle, son dönemde küresel çapta gerileyen emtia fiyatlarına karşın, özellikle son günlerde Avrupa’ya yönelik Rusya kaynaklı doğal gaz tedarikine ilişkin artan endişeler, enflasyonda bölgede önümüzdeki dönemde enerji kaynaklı enflasyonist baskıların artması riskini canlı tutmakta.